13 Mart 2008 Perşembe

Türkiye'nin en büyük mutfağına hoşgeldiniz: Yemeksepeti




Bir mutfağa sığdırılamayacak genişlikteki lezzet skalasıyla yemeksepeti.com, 2001’in Ocak ayından beri bizleri doyurmakta. 4 Mart 2008 günü e-ticaret dersinde bizlere konuk olan Nevzat Aydın’dan, kurucusu olduğu yemeksepeti.com’un hikayesini dinlemek oldukça keyifliydi.Sözlerine amazon.com’un kurucusu Jeff Bezos’un ‘İki tip şirket vardır. Kullanıcılarına daha fazla para harcatmaya çalışanlar ve daha az para harcatmaya çalışanlar. Biz ikincisi olacağız. ‘ sözleriyle başlayan Nevzat Aydın kısaca kendisinden bahsettikten sonra sözlerini yemeksepeti.com’a getirdi ve başlangıçtan bugüne yaşadıklarını gayet samimi şekilde bizlerle paylaştı.
Ben de söze girmeden Nevzat Aydın’a birkaç cümleyle değinmekte fayda görüyorum:1976 yılında İstanbul'da doğan Nevzat Aydın, Bursa Anadolu Lisesi'ni bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nden mezun olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne giderek Silikon Vadisi'ndeki University of San Francisco'da MBA eğitimi aldı.
Amerika'da bulunduğu dönemde e-ticaret ile ilgili gelişmeleri yakından takip eden Aydın, yemeksepeti.com projesini hayata geçirmek üzere Türkiye'ye döndü. Nevzat Aydın halen Türkiye'de e-ticaret alanında çığır açan yemeksepeti.com'un genel müdürlüğü görevini sürdürüyor.
Yemeksepeti.com, Microsoft ve DorukNet tarafından düzenlenen Altın Örümcek Web Yarışması'nda 2004 ve 2005 yıllarında 'En İyi Web Sitesi Ödülü'nü kazandı.
Yemeksepeti.com, 2007 yılında Endeavor Türkiye Ofisi tarafından 'Endeavor Girişimcisi' seçilmiştir. Seçim aşamasında girişimci atılımcılık, yenilikçilik, etik değerler, rol model potansiyeli, ekonomiye katkı ve Endeavor ile uyum gibi kriterler göz önüne alınmıştır.
Yemeksepeti.com bir paket servis portalı. Kurulumu aşamasında, aslında yemeksepetini yemeksepeti yapan başlıca unsurlar, yani kullanıcılar ve restoranlar, çok iyi şekilde analiz edilmiş ve herkesi mutlu eden bir iş modeli oluşturulmuş. Bu durum, şüphesiz, Yemeksepeti.com’un kısa zamanda bu ölçüde büyümesinde önemli role sahip. Yemeksepeti.com Türkiye’deki internetin ve paket servis kültürünün gelişme hızına ve sınırlarına paralellikte büyüyor ve bunun göstergesi olarak pek yakında İzmit, Adana ve Kıbrıs’lı kullanıcılarının hizmetine kendisini sunmayı planlıyor. Hali hazırla veritabanında 2500 restorana sahip olan yemeksepeti, 350000’in üzerinde kayıtlı kullanıcıya sahip. Diğer e-ticaret siteleriyle kıyaslandığında dudak uçuklatan bir rakama, %41’lik bir sipariş verme oranına sahip site sayesinde günde 30000 kişi karnını doyuruyor.
Projenin hayata geçirildiği 2000lerin başlangıcında ise Türkiye’de internetin durumu genel itibariyle pek de iç açıcı değildi. İnternetin yaygın olmamasının yanı sıra, kullanıcılarına güven telkin etmemesi de durumu kötüleştiren etmenler arasında geliyordu. Yemeksepeti.com Eylül ayında $ 180.000’lık bir bütçeyle kurulmasının hemen ardından önce Kasım krizi, ardından Şubat krizi patlak verdi ve gelir dengeleri bir anda bozuldu. Tüm bu tersliklerin yanı sıra, krizlerin ortasında doğan yemeksepeti.com, tüm bu krizler sayesinde ilk rakibine kurulduktan yaklaşık 4 sene sonra, 2004 senesinde kavuşabildi.
İş modeline bakacak olursak, yemeksepeti.com kullanıcılarından ne üye olma ne de hizmet esnasında bir ücret talep etmiyor. Kazancını veritabanında bulunan restoranlardan sipariş bazında elde ediyor. Aslına bakacak olursak yemeksepeti.com, uyguladığı iş modeli bakımından da Dünya’da tek. Fakat gün geçtikçe yurt dışındaki modellerin de bu yöne kayıyor olması bir gerçek. İş planının text kısmı her 6 ayda, finansal kısmı ise 3 ayda bir Nevzat Aydın tarafından güncelleniyor.
İşi oluştururken ilk etapta restoranlarla görüşüldü. Çoğunun savunduğu noktalar aynıydı: Kazanmadan bir şey ödemem, kendi ürünümü kendim ulaştırırım, bilgisayar istemem. Müşterilerinse en büyük derdi kredi kartıydı. Kredi kartının numarasını henüz ne olduğu belirsiz bir internet sitesiyle paylaşmak istemeyen kullanıcı ürünlerin kalitesi konusunda da kaygılıydı. Başta da belirttiğim gibi, yemeksepeti.com restoranlarını ve kullanıcılarını can kulağıyla dinleyerek ve uygun çözümler geliştirerek bu iş modelini kurdu ve her iki tarafı da memnun etti.
Yemeksepeti.com’un kendisini kullanıcı tarafında konumlandırıyor ve sorunlara o bakış açısıyla yaklaşıyor olması ve ‘müşteri daima haklıdır’ prensibinin hakkını veriyor oluşu kuşkusuz kullanıcısını kendisine bağlayan özelliklerinden. Söz konusu olan hizmetin yemek alanında verilecek olması da ayrı bir zorluk. Lezzet, zamanlama, temizlik üçlüsünden herhangi birinin aksaması, hiç tereddütsüz şikayet ve kullanıcı açısından hayal kırıklığı anlamına geliyor. Bu bakımdan mükemmeli yakalamak bir zorunluluk halini alıyor. Müşteri sürekliliğini hedefleyen sadakat programı çerçevesinde benimsedikleri altın kural ise: ‘Hiçbir sadakat programı kötü hizmet ve ürünün üstesinden gelemez.’
Halen Pazar payının %99’unu elinde bulunduran yemeksepeti.com, müşteri açısından en büyük rakibinin ‘telefon’ olduğunu vurgularken, interneti kullanan sayısındaki ve çalışan bayan oranındaki artışın site trafiğini muhakkak arttıracağını vurguluyor.
Pazarlamaya büyük bütçeler ayırmayan Yemeksepeti.com’un en büyük tanıtım aracı ‘Word of Mouth’. Bunun haricinde İnterneti de pazarlama aracı olarak kullanıyorlar. Bugünlerde radyo ilanlarında da yemeksepeti markasını duymanız mümkün.
Sözlerine bizlere bazı tavsiyelerde bulunarak son veren Nevzat Aydın’a değerli birikimlerini bizlerle paylaştığı için teşekkür ederiz.
  • Modellerden örnek almalı.
  • Ulaşılabilir hedefler koymalı.
  • İletişim becerisini geliştirmeli.
  • Mükemmeliyetçi olmamalı.
  • Genel olarak finans, üretim, insan kaynakları, satış-pazarlama alanında bilgi birikimi edinmeli.

Hiç yorum yok: