15 Nisan 2008 Salı

Bu çemberin bir halkası da siz olun!



8 Nisan Salı günü e-ticaret dersimize konuk olan Çağlar Erol bize kendisinden, internet aleminden ve kurucularından olduğu cember.net’ten bahsetti.

Cember.net bir iş çevresi geliştirme platformu. Site, üyelerine iş dünyasına yönelik bağlantılar kurma fırsatı sunmakta.
Sitenin tarihçesine göz atacak olursak, sitenin kuruluş macerası aslına bakarsınız Almanya’ya kadar uzanmakta. Çağlar Erol, iş hayatının bir kısmını geçirdiği Almanya’da, Almanların çalışma sistematiğinden, temposundan ve tarzından bir hayli etkilendi ve edindiği bilgiler ve çıkarımlarla Türkiye’ye döndü. Bununla beraber, Çağlar Erol ve eşi Nihan Çolak Erol, 2005 senesinde Almanya’daki Xing modelinden esinlenip cember.net’i hayata geçirdiler. Çok kısa sürede, beklenenin çok üzerinde performans sergileyen cember.net birkaç ay içerisinde yaklaşık 10000 üyeye sahip bir sosyal iletişim platformu haline geldi. Aslına bakacak olursak, cember.net’in bu başarısı, Türk internet kullanıcılarının sosyal ağ platformlarına olan ilgisini de gözler önüne sermekte.
İşin gerçek hayatla buluşmasının da işi ilerletmek anlamında büyük bir rol oynadığını vurgulayan Erol, 2005 senesinin Kasım ayında siteyle ilgili yapılan haberlerin basında yer almasının etkisini de ‘sunucuların kilitlenmesi’ olarak gözler önüne serdi.

Çağlar Erol internette iş yapmanın 5 anahtar kuralını da bizlerle paylaştı:

1. Proje bana para kazandırır mı?

2. Projeden çıkış noktamı belirledim mi?

3. Kriz anında ne yapmalı?

4. Proje kendi ayakları üzerinde durana kadar beni ve projeyi geçindirecek param var mı?

5. Çok çalışmak!
Siteyi kurduktan hemen sonra ise mali destek hedefli büyük şirket ziyaretleri başladı. Şirketlerin ise destek yaklaşımı genelde %80ini ilk etapta satın alıp kalan %20’yi siteyi büyütmeleri halinde satın almaları yönündeydi. 2007 senesinde ise Business Angel Almanya’dan çıkageldi ve şirketin azınlık ortağı oldu.

Sitenin gelir modeline değinecek olursak, üyelikler üzerinden para kazanıldığını söyleyebiliriz. Site, 2006 Mart ayından itibaren üyelerinden belli hizmetler karşılığı belli ücretler talep etmekte. Örneğin ‘altın üyelik’ olarak anılan üyelik tipi kullanıcılarına belli hizmet ücreti karşılığı mesajlaşma, arama, üyelik görüntüleme gibi avantajları sunmakta.

Erol çiftinin gelecek hedefleri arasında, 3 senedir tatil yapamamış olmalarına rağmen köşelerine çekilip dinlenmek, gezmek gibi aktiviteler yok. Cember.net’ten elde ettikleri bilgi birikimini ve kapitali en iyi şekilde değerlendirerek internet kullanıcılarına yeni hizmetleri yeni projelerle sunmak için kafa yormaya başlamışlar bile. Kendilerine başarılarının devamını diliyor, katıldıkları ve birikimlerini paylaştıkları için teşekkür ediyoruz.

3 Nisan 2008 Perşembe

Sahibinden.com: Türkiye'nin en büyük e-ticaret platformu


2000 senesinde bir arkadaş toplantısı esnasında ortaya atılan fikir, bugün Türkiye’nin en büyük ve en güvenilir e-ticaret portallarından biri olan sahibinden.com’u bizlere kazandırdı.


Özellikle ikinci el ürünlere ulaşmanın bir zamanlar tek yolu olan gazete ilanlarının ve içerdikleri bilgilerin çok kısıtlı, ulaştırılabilirliğinin her daim sınırlı oluşu sahibinden.com fikrinin zihinlerde belirmesinin itici güçleri arasında sayılabilir. Hali hazırda otuz beş ayrı kategoride altı yüz bine yakın ilan ile kullanıcılarına sunulan sahibinden.com’a üye olmak, ilan vermek ücretsiz; ilanları okumak ise üyelik dahi gerektirmiyor. Sisteme girilen tüm ilanlar teker teker kontrolden geçirilerek yasaklıklar kategorisine girip girmedikleri belirleniyor, ardından sitede 8 hafta süresince yayınlanıyor. Sekiz haftanın sonunda ilanın sahibi ile irtibata geçilerek feedback alınıyor, ilan ya sistemden kaldırılıyor veya 8 hafta süreyle daha yayınlanıyor.


Açıldığı ilk günden bu yana çoğu e-ticaret sitesinin kullanıcılarına sunmadığı call-center hizmetini sunan site yönetimi bu sayede kullanıcı güvenini sağlamayı başarmış. Call-center 7-24 çalışırken, en geç 12 saat içinde ilan düzeltmeleri, güncellemeleri vs. konularda onay verebiliyorlar. Sistemde, bireysel olarak verilmiş ilanların yanı sıra kurumsal müşterilerin verdiği ilanları da görmek mümkün. Kurumsal müşteriler sahibinden.com’da belli bir ücret karşılığında sanal mağaza açabiliyorlar. Çeşitli opsiyonlar sunulan sanal mağaza sahipleri, ödedikleri ücrete göre dükkanlarını konumlandırabiliyorlar. Nispeten mütevazı olanlar standart alanlarda konuşlanırken, daha iddialı olanlar ise vitrinde olmayı tercih edebiliyorlar. Sanal mağaza uygulamasında mağaza sahipleri yıllık sabit bir ücret ödedikten sonra sınırsız sayıda reklam yayınlama özgürlüğüne sahipler. Satış esnasında ise kullanıcıların veya satıcıların isteği doğrultusunda güvenli e-ticaret sistemiyle satışları gerçekleştirmek belli bir ücret karşılığında mümkün. Sistem bedeli olarak bireysel müşterilerden %6 kesilirken, kurumsal müşterilerden ise %7 oranında komisyon kesiliyor.


Rek-lam-lar..


İlk kez 2001 senesinde 400 billboard kiralayarak reklamını yapan sahibinden.com,reklamların pozitif etkilerini de hissedilir boyutta yaşamış.2001 senesindeki bu kampanyanın ardından ise uzunca bir dönem reklam anlamında sessizliğini bozmayan site yönetimi, ikinci reklam kampanyasını 2007 senesinin Haziran ayında bir ay süreyle yürüttü.


Site yönetimi, bireysel ve kurumsal ilanların birbirine karıştırılmaması konusunda ise hayli hassas. Bireysel olarak bir kişinin aynı anda yayınlanan en fazla beş ilanı olması, beş ilandan fazlasına rastlandığı taktirde kendisinden ruhsat, tapu vb. belgelerin talep edilmesi de buna örnek verilebilir. Ayrıca site, kullanıcılarından da bu konuda destek bekliyor. Sistemde yayınlanan her ‘sahibinden’ ilanı, kullanıcı tarafından sahibinden olmadığı kanısına varıldığı takdirde site yönetimine raporlamak mümkün.


Re-ka-bet..


Site, vasıta kategorisinde kendi alanında bir numara iken, emlak kategorisinde ise hürriyet emlak ile yoğun bir rekabet halindeler. Pek çok ikinci el vasıta bulunabilecek e-ticaret sitesi varken, sahibinden.com rakiplerinden ürün çeşitliliği ve güvenilirliği ile farklılaşıyor. En çok gelir getiren 2 kategori, tahmin edileceği üzere, emlak ve vasıta kategorileri. Toplam cironun %70’i buradan elde ediliyor.


Sitenin kullanıcıları siteye her bir girişlerinde ortalama on iki dakika geçirirlerken, siteyi ayda 5,6 milyon kişi görüntülüyor. Günlük sayfa görüntüleme sayısı ise 13 milyon dolaylarında. Üye ve kullanıcı profiline bakacak olduğumuzda ise profilin %75’inin İstanbul’lu ve %80’inin erkek olduğunu; bunun yanı sıra üyelerin 25-60 yaş skalasında yer aldığını söylemek mümkün.


Neler neler..?


Geçtiğimiz Kasım ayından itibaren megafoto ve videolu ilan sistemi devrede. Özellikle emlak ilanlarında başvurulan bu iki yöntemden ilki olan megafoto sayesinde, özel bir cihaz tarafından çekilen tek bir kare fotoğraf ile mekanın 180 derece görüntüsüne erişilebiliniyor. Fotokurye servisi ile verilen megafoto hizmeti, kullanıcılarına 5 YTL karşılığında sunuluyor.


Son zamanlarda en çok ilgi gören alanlardan biri olan ‘hikayeni paylaş’ kısmı ise satın alma ve satma işlemleri esnasında kullanıcıları yönlendirmede çok başarılı bir araç. Kullanıcıların site ile ilgili paylaştıkları deneyimler, diğer kullanıcıları da teşvik ederken, kullanıcılar üzerinde güven yaratan unsurlardan bir diğerini oluşturuyor.


Çeşitli dergilerde sahibinden.com’un ilanlarını da görmek mümkün. Fotoline ve İki Teker bunlardan sadece ikisi…


Gelecek..


Yakın gelecekte özellikte Türkiye’de ikamet etmekte olan yabancılara daha iyi hizmet sunabilmek adına siteye İngilizce menü oluşturmayı hedefleyen site yönetimi, bunun yanı sıra, şu an için sahibinden.com konseptinin sınırları dahilinde kalmayı planlıyor.

23 Mart 2008 Pazar

Google: Dünya parmaklarınızın ucunda!



Pazarının hakimi, işinin erbabı Google’ı, 18 Mart Salı günü, Google Türkiye pazarlama müdürü Mustafa İçil ile masaya yatırdık ve kendisi bize Google efsanesinden ve pazarlama dünyasından bahsetti, sorularımızı yanıtlayarak merakımızı giderdi.


1995 senesinde ABD Stanford Üniversitesinden iki PhD öğrencisi bitirme tezlerini yazmaya başladıklarında sonuçlarının Dünya’yı bu denli etkileyeceğini hissettiler mi bilinmez. O zamanlar ‘backrub’ adıyla yazdıkları arama motoru bugün Dünya’nın en çok tercih edilen, en efektif sonuçlar sunan arama motoru, yani Google’dan başkası değil. İsim hikayesinden başlayacak olursak, Google’ı Google yapan, matematik aşığı bu gençlerin aslında sonsuz bilgiyi hedefliyor oluşu ve matematik literatüründe ‘Googol’ gibi sonsuz tane‘0’ı tanımlayan bir kelime oluşu. İlk etapta yurt odasında başlayan çalışmalar, hemen hemen hiçbir konuda anlaşamayan bu iki gencin, Larry Page ve Sergey Brin, yoğun çabalarıyla ilk etapta Yahoo’nun kurucusu David Filo’ya sunuldu. ‘Biraz daha geliştirin’ yanıtını alan genç girişimcilerin, Bechtolsheim şirketiyle görüşmesi ise şirketin kurucusu Andy Bechtolsheim’in Google Inc. adına 100000 $’lık bir çek kesmesiyle son bulurken, bu adım Google’ın resmen kuruluşu anlamına da geldi.


Bu sene onuncu senesini kutlayacak olan Google, arama motoru pazarına girerken, rakipleriyle mücadele edebilmek için gerçekten farklılaşmak durumundaydı. Kapsamlı bilgiye ve doğru sonuçlara hızlı bir şekilde kullanıcılarını yönlendirebilmeyi, bunun yanı sıra sade, kolay ve anlaşılır bir ara yüzle kendisini kullanıcılarını sunmayı hedefledi. Başarı göstergesi olarak ise kullanım oranını bakımından rakiplerine oranla açık ara önde oluşu verilebilir.


Google’ın başarısı; algoritmalarının doğru çalışmasının yanı sıra, kendisini bir arama motoru olarak sürekli yenilemesi ve geliştirilmesine de bağlanabilir.


Henry Ford: ‘ İnsanlara ne istediklerini sorsak daha hızlı atlar isteriz derlerdi’


Araştırmalar gösteriyor ki; en çok billboard reklamları dikkatimizi çekiyor, en bilgilendirici reklamlara internette rastlıyoruz, en eğlenceli olanlar TV’dekiler, en kendimizle ilgilileri yine internette buluyoruz ve en rahatsız edici olanlar TV reklamları.


Günümüzde teknolojik sınırlar ortadan kalkmış durumda. Bu bakımdan iyi bir şey yapıldığında bir anda patlama yakalayabilirken yanlış bir hareket bir anda Dünya tarafından duyulabiliyor ve firma için kötü günlerin başlangıcı olabiliyor. Buradan yola çıkarak şu iki altın kuralı oluşturmak mümkün:


1. Firmalar tüketiciyi dinlemeli.


2. Tüketicinin istediğini firma yorumlamalı.


Türkiye’de internete bakacak olduğumuzda ilk dikkat çekici nokta popülaritesi. Bunun başlıca sebebi kuşkusuz genç nüfusun oldukça fazla oluşu. İnternette bilgi arama internetin en büyük kullanım amacıyken, bu noktada google’da günde 100 milyar arama yapıldığını söylemeden geçmek olmaz. İkinci sırada yer alan iletişim özelliğini ise rakamlarla ifade edecek olursak günde internet üzerinden ortalama 80 milyar mesaj yollandığını söylemek mümkün. Son günlerin revaçta video paylaşım sitesinde ise günde 500 milyon video izleniyor.


İnternette viral pazarlama örneklerine rastlamak pek mümkün. En çarpıcı örneklerden biri OK Go grubunun kendi imkanlarıyla, son derece amatör şekilde çektiği ve youtube de yayınladığı video klipleri. Bu klip ilk hafta 1 milyon kişi tarafından izlendi, dahası hala youtube tarihinin en çok izlenen 9. videosu olma özelliğini koruyor. Grubun bu hareketi onlara MTV’nin kapılarını aralamış, dahası Grammy Ödüllerine aday gösterilmelerini sağlamış.


Google Türkiye’ye göz atacak olduğumuzda, organizasyon yapısı bakımından, Google’ın genel trendi itibariyle, karmaşık bir yapı hakim. Dört ana departmandan söz etmek mümkün: Kurumsal satış ekibi, pazarlama ve iş geliştirme ekibi, merkezi İrlanda’da bulunan küçük ve orta ölçekli işlere setsek ekibi ve lokalizasyondan sorumlu ekip. Eğer 8 zorlu mülakatı geride bırakıp son mülakatta Larry Page’in gözüne girmeyi başarırsanız Google için çalışmaya başlayabilirsiniz.


Son sözler olarak:


Küçük projeler, küçük ekipler!


Yaratıcı düşünceyi dizginlemeyin!


Ufak projelere önem verin, ölmelerine izin vermeyin!


Herkesten her an fikir alın!


Öğrenmeye aç olan elemanlar alın!


Risk alanları ödüllendirin, başarısızlığı cezalandırmayın!

17 Mart 2008 Pazartesi

Bir başarı timsali: Gittigidiyor.com





2001 yılının Şubat ayında hayata geçirilmiş olan gittigidiyor.com, kendisini dijital platformada bir açık arttırma sitesi olarak konumlandırmış durumda. Kurucuları arasında iki mimar bir makine mühendisi göze çarparken akıllarda oluşan ilk intiba, Serkan Borançılı, Burak Divanlıoğlu ve Tolga Kabataş üçlüsünün mesleklerini bir kenara bırakıp zamanında internet modellerini değerlendirerek bu işte karar kılmalarının ne kadar doğru ve yerinde bir karar olduğu yönünde. Kuruluşu takip eden ilk seneler para kazanmadan tutunmalarına rağmen sonrasında büyük bir ivme yakalayarak büyüdü. Bunun yanı sıra 1.8 milyondan fazla kayıtlı kullanıcısının, 450.000'den fazla günlük ziyaretçisinin ve 750.000'in üzerinde günlük satış miktarının olması bakımından da Türkiye’nin en büyük e-ticaret platformu olma niteliğini taşımakta.
Sitenin kuruluş aşamalarına göz atacak olduğumuzda, sitenin yaratıcılarının ‘tercihen’ içerik için çok uğraşmadıklarını, bilakis içeriği zamanla kullanıcıların oluşturduğunu görüyoruz. 2001 senesinde kurulmasının ardından ilk profesyonel çalışanını 2003 Ağustos ayında bünyesine dahil eden şirket, günümüzde 172 çalışana sahip. Bu durum, rakamlarla, şirketin kısa sürede kat ettiği yolun boyutunun bir göstergesi. 2004 senesi başlarında ise yönünü pazarlamaya doğrultan şiket ilk pazarlama deneyimini NTVMSNBC’de yaşadılar. İlk etapta ayda 500 $ gibi bir mebla ödenmesine rağmen umulanın üstünde bir verim elde edildi. Günümüzde ise pek çok alanda reklamını yapmakta.
E-bay ile yollar kesişiyor:
E-bay ile ilk temas 2004 senesinin Ağustos ayında yaşandı. O sıralar siteye yaklaşık 100000 kayıtlı kullanıcı bulunmaktaydı ve Doğan holding de pazaryerim.com adlı açık arttırma sitesini rakip olarak konumlandırmıştı. O dönemlerde çıkan e-bay’in Türkiye pazarına girebilecek olduğu dedikodularıyla harekete geçildi ve e-bay’e rekabet yerine ortaklık teklif edildi. 2006 senesinin Mayıs ayında e-bay’in CEO’sunun Istanbul’a gelmesi ile birlikte aynı senenin Haziran ayında görüşmeler başladı ve Mayıs 2007’de e-bay gittigidiyor.com’a azınlık ortağı sıfatıyla ortak oldu. Şu anda Pazar Türkiye’deki Pazar payının %90’dan fazlası gittgidiyor.com’un elinde.
Sitenin trafiği günde 530000, ayda 6000000 mertebesinde.
Şirkete taze kan: Cenk Angın
Tam da e-bay ile görüşmelerin en yoğun olduğu dönemde katıldı Cenk Angın gittigidiyor.com ailesine. Kendisi ODTU mezunu bir makine mühendisi, aynı zaman da yine ODTU’den işletme yüksek lisansını da aldığını belirtelim. Şirkete genel müdür sıfatıyla katılan Cenk Angın, hemen hemen tüm operasyonlara hakim.
Şirketin organizasyon yapısına göz atacak olursak, en temelde iki departmandan oluştuğunu görüyoruz: İlki 40 kişinin hizmet verdiği, kullanıcı desteği gibi işlerin yürütüldüğü operasyon departmanı. Diğeri ise kodların yazıldığı, sitenin geliştirildiği, görsellerle ilgilenilen IT departmanı. Şirket bünyesinde bu iki temel departmanın dışında muhasebe/finans ve CRM’yi de içinde barındıran pazarlama departmanları mevcut.
Gittigidiyor.com’da basit bir satın alma işlemin adımları ise şöyle gerçekleşiyor:
• Alıcı, aldığı ürünü satan kişiye ödeme yapar. Ödeme direkt olarak satıcıya gitmez, önce havuz hesaba yatırılır.

• Satıcı ürünü alıcıya kargo ile gönderir.

• Alıcı ürünü aldığına ve herhangi bir problemin olmadığına dair satışı konfirme eder.

• Söz konusu para, havuz hesaptan satıcıya transfer edilir.
Sadece gittigidiyor.com ile yetinmeyen bu başarılı girişimcilerin elbette ki başka başarıları da var: Şehre özel arkadaşlık siteleri İstanbul.net, İzmir.net, Ankara.net; video paylaşım kanalı: timsah.com; uzmanından haberlere ulaşabileceğiniz uzmantv.com ve son dakika haberleri için guncel.com.
Gelecek projeleri neler?
3 iş modeli daha kurmayı hedefleyen başarılı girişimciler böylece Türkiye’de yapmadıkları bir iş modeli kalmayacağını da belirtiyorlar. Bu üç iş modelinden biri reklam network’u, diğeri kariyer projesi ve sonuncusu ise bir karşılaştırma sitesi olarak karşımıza çıkacak.
Kendilerine değerli katılımlarından ötürü teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

13 Mart 2008 Perşembe

Türkiye'nin en büyük mutfağına hoşgeldiniz: Yemeksepeti




Bir mutfağa sığdırılamayacak genişlikteki lezzet skalasıyla yemeksepeti.com, 2001’in Ocak ayından beri bizleri doyurmakta. 4 Mart 2008 günü e-ticaret dersinde bizlere konuk olan Nevzat Aydın’dan, kurucusu olduğu yemeksepeti.com’un hikayesini dinlemek oldukça keyifliydi.Sözlerine amazon.com’un kurucusu Jeff Bezos’un ‘İki tip şirket vardır. Kullanıcılarına daha fazla para harcatmaya çalışanlar ve daha az para harcatmaya çalışanlar. Biz ikincisi olacağız. ‘ sözleriyle başlayan Nevzat Aydın kısaca kendisinden bahsettikten sonra sözlerini yemeksepeti.com’a getirdi ve başlangıçtan bugüne yaşadıklarını gayet samimi şekilde bizlerle paylaştı.
Ben de söze girmeden Nevzat Aydın’a birkaç cümleyle değinmekte fayda görüyorum:1976 yılında İstanbul'da doğan Nevzat Aydın, Bursa Anadolu Lisesi'ni bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nden mezun olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne giderek Silikon Vadisi'ndeki University of San Francisco'da MBA eğitimi aldı.
Amerika'da bulunduğu dönemde e-ticaret ile ilgili gelişmeleri yakından takip eden Aydın, yemeksepeti.com projesini hayata geçirmek üzere Türkiye'ye döndü. Nevzat Aydın halen Türkiye'de e-ticaret alanında çığır açan yemeksepeti.com'un genel müdürlüğü görevini sürdürüyor.
Yemeksepeti.com, Microsoft ve DorukNet tarafından düzenlenen Altın Örümcek Web Yarışması'nda 2004 ve 2005 yıllarında 'En İyi Web Sitesi Ödülü'nü kazandı.
Yemeksepeti.com, 2007 yılında Endeavor Türkiye Ofisi tarafından 'Endeavor Girişimcisi' seçilmiştir. Seçim aşamasında girişimci atılımcılık, yenilikçilik, etik değerler, rol model potansiyeli, ekonomiye katkı ve Endeavor ile uyum gibi kriterler göz önüne alınmıştır.
Yemeksepeti.com bir paket servis portalı. Kurulumu aşamasında, aslında yemeksepetini yemeksepeti yapan başlıca unsurlar, yani kullanıcılar ve restoranlar, çok iyi şekilde analiz edilmiş ve herkesi mutlu eden bir iş modeli oluşturulmuş. Bu durum, şüphesiz, Yemeksepeti.com’un kısa zamanda bu ölçüde büyümesinde önemli role sahip. Yemeksepeti.com Türkiye’deki internetin ve paket servis kültürünün gelişme hızına ve sınırlarına paralellikte büyüyor ve bunun göstergesi olarak pek yakında İzmit, Adana ve Kıbrıs’lı kullanıcılarının hizmetine kendisini sunmayı planlıyor. Hali hazırla veritabanında 2500 restorana sahip olan yemeksepeti, 350000’in üzerinde kayıtlı kullanıcıya sahip. Diğer e-ticaret siteleriyle kıyaslandığında dudak uçuklatan bir rakama, %41’lik bir sipariş verme oranına sahip site sayesinde günde 30000 kişi karnını doyuruyor.
Projenin hayata geçirildiği 2000lerin başlangıcında ise Türkiye’de internetin durumu genel itibariyle pek de iç açıcı değildi. İnternetin yaygın olmamasının yanı sıra, kullanıcılarına güven telkin etmemesi de durumu kötüleştiren etmenler arasında geliyordu. Yemeksepeti.com Eylül ayında $ 180.000’lık bir bütçeyle kurulmasının hemen ardından önce Kasım krizi, ardından Şubat krizi patlak verdi ve gelir dengeleri bir anda bozuldu. Tüm bu tersliklerin yanı sıra, krizlerin ortasında doğan yemeksepeti.com, tüm bu krizler sayesinde ilk rakibine kurulduktan yaklaşık 4 sene sonra, 2004 senesinde kavuşabildi.
İş modeline bakacak olursak, yemeksepeti.com kullanıcılarından ne üye olma ne de hizmet esnasında bir ücret talep etmiyor. Kazancını veritabanında bulunan restoranlardan sipariş bazında elde ediyor. Aslına bakacak olursak yemeksepeti.com, uyguladığı iş modeli bakımından da Dünya’da tek. Fakat gün geçtikçe yurt dışındaki modellerin de bu yöne kayıyor olması bir gerçek. İş planının text kısmı her 6 ayda, finansal kısmı ise 3 ayda bir Nevzat Aydın tarafından güncelleniyor.
İşi oluştururken ilk etapta restoranlarla görüşüldü. Çoğunun savunduğu noktalar aynıydı: Kazanmadan bir şey ödemem, kendi ürünümü kendim ulaştırırım, bilgisayar istemem. Müşterilerinse en büyük derdi kredi kartıydı. Kredi kartının numarasını henüz ne olduğu belirsiz bir internet sitesiyle paylaşmak istemeyen kullanıcı ürünlerin kalitesi konusunda da kaygılıydı. Başta da belirttiğim gibi, yemeksepeti.com restoranlarını ve kullanıcılarını can kulağıyla dinleyerek ve uygun çözümler geliştirerek bu iş modelini kurdu ve her iki tarafı da memnun etti.
Yemeksepeti.com’un kendisini kullanıcı tarafında konumlandırıyor ve sorunlara o bakış açısıyla yaklaşıyor olması ve ‘müşteri daima haklıdır’ prensibinin hakkını veriyor oluşu kuşkusuz kullanıcısını kendisine bağlayan özelliklerinden. Söz konusu olan hizmetin yemek alanında verilecek olması da ayrı bir zorluk. Lezzet, zamanlama, temizlik üçlüsünden herhangi birinin aksaması, hiç tereddütsüz şikayet ve kullanıcı açısından hayal kırıklığı anlamına geliyor. Bu bakımdan mükemmeli yakalamak bir zorunluluk halini alıyor. Müşteri sürekliliğini hedefleyen sadakat programı çerçevesinde benimsedikleri altın kural ise: ‘Hiçbir sadakat programı kötü hizmet ve ürünün üstesinden gelemez.’
Halen Pazar payının %99’unu elinde bulunduran yemeksepeti.com, müşteri açısından en büyük rakibinin ‘telefon’ olduğunu vurgularken, interneti kullanan sayısındaki ve çalışan bayan oranındaki artışın site trafiğini muhakkak arttıracağını vurguluyor.
Pazarlamaya büyük bütçeler ayırmayan Yemeksepeti.com’un en büyük tanıtım aracı ‘Word of Mouth’. Bunun haricinde İnterneti de pazarlama aracı olarak kullanıyorlar. Bugünlerde radyo ilanlarında da yemeksepeti markasını duymanız mümkün.
Sözlerine bizlere bazı tavsiyelerde bulunarak son veren Nevzat Aydın’a değerli birikimlerini bizlerle paylaştığı için teşekkür ederiz.
  • Modellerden örnek almalı.
  • Ulaşılabilir hedefler koymalı.
  • İletişim becerisini geliştirmeli.
  • Mükemmeliyetçi olmamalı.
  • Genel olarak finans, üretim, insan kaynakları, satış-pazarlama alanında bilgi birikimi edinmeli.

12 Mart 2008 Çarşamba

embrio.com: creating business


19 Şubat2008 günü İTÜ İşletme Yüksek Lisans programı dahilinde yürütülen e-ticaret dersine embrio.com'un genel müdürü Hamit Kekeç katılarak bizlerle internet ticareti konusundaki değerli deneyimlerini ve bilgi birikimini paylaştı.
‘İnternette doğru işi üretmek nasıl yapılır’ noktasından yola çıkarak ve sorunun cevaplarını eksiksiz yanıtlayıp doğru şekilde yorumlayarak kurulmuş bir e-ticaret platformu embrio.com. ‘Ancak büyük düşünceler büyük işler üretir’ sözünün pusulasıyla insana ve kullanılabilir zekaya olan önemi söyleşisi boyunca her fırsatta vurguladı Kekeç.
İnternette iş üretebilmek sürecinde doğru işi bulup yeterli motivasyona sahip olmanın yetmediği günümüzde projeyi gerçekleştirebilmek için bir diğer önemli kriter de bütçe. Bu anlamda sermayenin bu kadar önemli olduğu günümüz dünyasında doğru işe girip doğru alanda yatırım yapabilmek işin sürekliliği açısından altın kurallardan denilebilir. Doğru işi üretebilmenin önemine ise çarpıcı bir örnek vermek gerekirse, günümüzde ABD’de kurulan işlerin sadece %2 si ayakta.
İnternette iş yapmanın 4 doğrusundan bahsedilebilir:
1. Doğru insan
2. Doğru iş
3. Doğru pazarlama
4. Doğru hız
Yetenek çağını yaşıyor olmamız bakımından işteki başarıyı yakalayabilmek bireysel başarıdan geçiyor. Vizyon sahibi, yetenekli, zeki insan istihdam etmek şirketlere başarı ve katma değer olarak geri dönüyor. Bunun yanı sıra liderlerin önemi de firma çalışanlarını genel hedef doğrultusunda ortak bir paydada birleştirebilmek adına gayet büyük.
Yeni bir işe girerken o işte ilk olmak firma için büyük bir avantaj. Çünkü e-ticaret dünyasında pazar payının çok büyük bir kısmı lider firma tarafından elde tutulur. Ayrıca doğru işi yapıyor olmak kadar süreci de doğru algılıyor ve işliyor olmanın önemi büyük. Yapılan işte başarılı olmanın diğer bir sırrı da hedef kitlesi yeterli, güvenilir ve yenilikçi bir marka imajı yaratabilen, interaktivitesi bol bir iş modeli seçebilmek.
Klasik pazarlama tekniklerinin tabiri caizse öldüğü günümüzde en önemli pazarlama silahlarından biri WOMM. Bu bakımdan deneyenler, keşfedenler tarafından konuşulacak, övülecek işler yapabilmenin önemi büyük.
İşe başlarken kritik rekabet avantajını iyi belirleyerek bu noktaya odaklanmak, kategorisinde ilk ya da doğru ilk olmak, daha da önemlisi ilk kalabilmek ‘doğru hız’ konusunda altın kurallar.
Sayın Hamit Kekeç’e bizlere zaman ayırarak değerli bilgilerini bizlerle paylaştığı için teşekkür ediyoruz.

11 Şubat 2008 Pazartesi

kariyer.net: iş arayana ve işverene çözüm

Kariyer.net, Türkiye'nin en büyük aday veritabanına sahip öncü İnsan Kaynakları sitesidir. Türkiye'nin ilk İnsan Kaynakları sitesi olarak faaliyete geçtiği 1999 yılından bu yana elektronik İnsan Kaynakları teknolojilerini yaygınlaştırma misyonu doğrultusunda öncü faaliyetlerini sürdürmektedir. iLab Holding A.Ş, Nisan 2000 tarihinde internet teknolojileriyle artı değer yaratan şirketlere yatırım yapmak üzere kurulan ve interneti çalışmalarının odağına alan bir yatırım holding şirketidir. Türkiye'nin e-dönüşüm sürecine büyük katkı sağlayan iLab Holding'in Kariyer.net dışındaki diğer şirketleri arasında Türkiye'nin internetten ilk karşılaştırmalı sigorta hizmetini sunan Sigortam.net, kurumlar arası elektronik ticaret projelerinde uzmanlaşan Treda, kimya ve plastik e-pazaryeri ChemOrbis ve demir çelik sektörü e-pazaryeri SteelOrbis bulunmaktadır. iLab Holding, gittigidiyor.com sitesinin de azınlık ortağıdır. 2000 yılından bu yana Kariyer.net'in hissedarları arasında bulunan iLab Holding'in 2006 itibariyle iştirakini %100'e çıkarmasıyla başlayan değişim süreci çerçevesinde, Kariyer.net adresinde pek çok yenilik hayata geçirilmiştir.

Kariyer.net'in başlıca işlevi, iş arayan adaylarla personel arayan işverenleri internet ortamında bir araya getirmektir. Ancak Kariyer.net, sadece iş ilanı yayınlamak için bir platform değil, iş arayanların başvurularını en hızlı ve etkin şekilde gerçekleştirmesini, işverenlerin de en doğru adaya en kısa sürede ulaşmasını sağlayan eksiksiz bir sistemdir. Yaptığı büyük teknolojik altyapı yatırımları ve geliştirme faaliyetleriyle Kariyer.net, sistemini her geçen gün daha da güçlendirmektedir. Kariyer.net diğer işe alım yöntemlerine göre çok daha hızlı ve ekonomiktir. İşe alım süreçleri için harcanan zamandan ve paradan çok önemli boyutta tasarruf sağlayan Kariyer.net, bu özelliğiyle şirketlere büyük bir süreç verimliliği sunmaktadır. En doğru kişiyi işe alabilmenin bir şirkete sağladığı kazanç ise paha biçilmezdir. Türkiye'nin ilk ve tek online eğitim rezervasyon sitesi KariyerAkademi.net, İnsan Kaynakları departmanlarının eğitim ihtiyaçlarına yanıt vermekte, KariyerExecutive veritabanı yöneticilerin istihdamına yönelik büyük kolaylıklar sunmaktadır. Kariyer.net ürün ailesinin en son üyesi KariyerPro ise Kariyer.net'in tüm İnsan Kaynakları deneyimini Web tabanlı bütüncül bir İK yazılımında birleştirerek iş dünyasına sunmakta, süreç verimliliğini en üst noktaya taşımaktadır.

Kariyer.net 4 yıldır her ay 80 sayfalık bir İnsan Kaynakları ve İş Dünyası dergisini, tamamen kendi bünyesinde oluşturmakta ve İnsan Kaynakları profesyonellerine ücretsiz olarak ulaştırmaktadır. İK dünyasının en önemli yayınlarından biri olan bu dergiyle Kariyer.net, sektörün bilgi kaynağı ve iletişim köprüsü rolünü üstlenerek kurumsal gelişime destek vermektedir.

Site tasarımı yeni nesil teknolojilerle donatılmıştır. Kariyer.net, hem aday hem de işverenlerin kullanımını kolaylaştıran yepyeni özellikler sunmakta ve bununla beraber; kişiselleştirilmiş kullanım olanakları, kolay navigasyon imkanı, akıllı arama, mülakat takvimi ve KariyerAsistan modülü gibi yeniliklere öncülük etmektedir.

Site, basit bir iş arama prosesine uygun şekilde sizi yönlendiriyor ve adım adım yapmanız gerekenleri önünüze sunuyor. İşe Kullanıcı adı almakla başlıyor ve profesyonelce ve neredeyse eksiksiz hazırlanmış CV taslağını kullanıp kendi CV nizi oluşturarak devam ediyorsunuz. İnce detayları atlamadan, görünür ve hissedilir bir ciddiyette devam eden bu proses, hiç kuşkusuz, her şeyden önce kullanıcıya güven veriyor. Sitenin işveren portföyünün genişliği de iş arayan adayların başka kaynaklara yönelme gereksinimlerini minimize etmekte. Tüm bunların yanında site, görsel açıdan kullanıcıyı biraz yormakta, bu anlamda kullanım kolaylığı açısında sadeleştirilmesi tavsiye edilebilir.